evrim-olgusu
 
  ANA SAYFA
  => 20 Soruda Evrim Teorisi
  => Evrimsiz Biyoloji Olabilir Mi?
  => TÜBİTAK'ta Evrim Skandalı
  => Evrim Yok Diyenler Bunları Cevaplasın
  => Akıllı Tasarım
  VİDEOLAR:
  EVRİM DERSLERİ
  Evrim Sempozyumu
  Harun Yahya Sacmalıkları:
20 Soruda Evrim Teorisi
20 SORUDA EVRİM TEORİSİ

Yazan: Zafer Kılıç

Evrim Kuramı, Bilimde En Tartışmalı Kuram Ola Gelmiştir; Bu, Kusurlu Ya Da Yetersiz Olmasından Değil, Çoğu İnsanın Hayvanlarla Aynı Atadan Geldikleri Gerçeğini Kabullenemediklerinden dolayıdır. İşte bu Nedenledir ki, Bilim İnsanı Olmayan Birçok İnsan Bu Kuramla İlgili Tartışmalara Taraf olmuştur; Öte Yandan Görelilik Kuramı Gibi Diğer Birçok Bilimsel Kuram Aynı Şekilde Tartışma Konusu Olmamıştır.


Bu Çalışmada Evrim Teorisini Basit, Herkesin Anlayabileceği Bir Dille 20 Soruda Ele Aldım. Evrim Teorisinin Ne Olduğundan, İslam İle ve Yaradılışla Çelişip, Çelişmediğine Oradan da İşin Sosyolojik, Psikolojik, Politik ve Toplumsal Boyutuna Değin Geniş Bir Perspektif İle Konuya Değindim.

20 SORUDA EVRİM TEORİSİ


1-Kısa ve Kabaca Evrim Nedir?

Evrim; Yeryüzünde Hayatın İlk Başladığı Andan İtibaren Canlılığın Nasıl Başladığını ve Çeşitlendiğini Anlatır.

2-Evrim Teorisine İnanılır mı, Evrim Teorisi Bilinir Mi? Evrim Bilimsel Midir?

Evrim Teorisi Gözlemlenebilir, Deneylenebilir Bir Olgu Olduğu İçin Bu Teoriye İnanılmaz, Bu Teori Bilinir. Evrim Günümüzde Bir Çok Bilim Dalı, Bilimsel Disiplinler İle Birlikte Çalışır. Paleontoloji, Jeoloji, Arkeoloji, Genetik Bilim, Biyoloji, Mikro Biyoloji, Fizik, Zooloji, Antropoloji, Moleküler Bilim, Kimya, Kozmoloji, Tarih Gibi Disiplinel Çalışma Dalları Vardır Evrimin. Geçmişten Günümüze Tüm Bu Bilim Dallarınca Evrim Süreci Gözlem, Deney ve Yeni Bulgularla Sürekli Geliştirilmektedir.

3-Evrim Teorisi Gerçek Olsaydı Neden "Teori" Diyorlar Ki Adına?

"Teorinin" Bilim Dünyasında Kullanılan Anlamı İle Bizim Günlük Hayatta Kullandığımız Anlamı Farklıdır.Yani bilimsel teori ve günlük dilde “tahmin-öneri” anlamında kullanılan “teori” sözü arasında farklar var. Şimdi Size Farklı Örneklerle Anlatmaya Çalışacağım.

1) Kanun ve Teori Arasında Çok Fark Olmamakla Beraber Bir Teorinin Kanunlaşması İçin Bazen Sadece Bilimsel Veriler Yeterli Olmaz. Sosyal-Toplumsal Hazırlanma Geçiş Süreçleri Vardır. Örneğin Bizim Gibi Gelişmekte Olan Ülkelerde Evrim "Tanrısızlık" Olarak Algılanıosaa Bu Teorinin Kanunlaşması Önünde Bi Engeldir. Ciddi Toplumsal Kaoslar Yaşanmaması İçin Teori Mahiyetinde Bir Müddet Daha Kalacaktır. Tıpkı Şuan Hükümetin Yapmaya Çalıştığı Demokratik Açılımı Düşünün. Hükümetin Şuan Bunu Hemen Kanunlaştırmaması Ülkede Kürt Sorununun Olmadığını Göstermez. Evet Bu Sorun Vardır Ancak Yasallaştırılması İçin Toplumsal Geçiş Sürecine İhtiyaç Vardır. Bu Süreçtede Eksik Olan Bir Takım Kısımlarında Daha İyi İncelenme ve Sağlamlaştırma Durumu Hasıl Olmaktadır.

2) İllada Bir Gün Kanun Olarak Adlandırılmalari Gibi Bir Durum Söz Konusu Değildir. Özellikle Kuantum Teorisi ve Gorelilik Teorisi Gibi Modern Fizik İcinde Yer Alan Konular, Newton'un Kanunlarından Daha Fazla Kez Test Edilmiştir. Kanun Sözcuğünun Kullanımı Zaten Tartışmalıdır. Bilimin Amaci Kesin Kanunlar, Evrensel Gercekler Bulmaktan Ziyade Bilimsel Prensipler Çercevesinde Evreni Aciklamak, Yeni Keşifler Doğrultusunda Bu Prensipleri Geliştirmektir. Yani Bir Teorinin Gerçek Olması İçin İllada Kanun Adını Almasına Gerek Yoktur. Böyle Bir Şey Yok. Bir Konuyla İlgili Hem Bir Kanun, Hem Bir Teori ve Aynı Zamanda Bilimsel Gerçeklikten Sözedebiliriz.

3)
Yerçekimi Üzerinden Bir Örnekleme Verelim.

a) Öncelikle Yerçekimi, Bilimsel Bir Gerçektir. Etkilerini Görebiliyoruz, Ölçebiliyoruz. Çekim Kuvvetinin Kendisini Göremesek de, Diğer Algılarımızla Yer Çekiminin Var Olduğunu Biliyoruz. (Örnek : Bir Şeyi Elinden Bırakırsan, Yere Düşer)

b) Buna Ek Olarak “Yerçekimi Teorisi” Diye Bir Şey de Var. Bu Teori, Yer Çekiminin Nasıl Çalıştığını Anlatmaya Çalışan Bir Teoridir. Yani Kabul Edilip Edilmemesi Diye Bir Kıstas Yok, Sadece Nasıl Çalıştığı Konusunda Teorileri kapsar. (Newton’un Kütle Çekim Teorisi Ya Da Einstein’ın Rölativite Teorisi)

4) Bilimsel Bir Gerçek, ( Kanun ) Gözlemlenebilir Doğal Bir Olaydır, (Evrim, Yerçekimi, Suyun Kaldırma Kuvveti gibi). Bilimsel teori o olayın nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışır, (Evrim Teorisi, Yerçekimi Teorisi, Gibi). Toparlayacak Olursak; Kanunlar, Bir Olayı Tanımlar. Teoriler, Olayı Açıklar. Eğer Bilimsel Bir Hiyerarşi Olsaydı, Teorilerin Kanunlardan Daha Üst Bir Konumda Olmaları Gerekirdi. Evrim De Bu Kriterlere Uymaktadır. Evrim, Gözlenebilen Bir Bilimsel Gerçektir. Hem Genetik, Hem Fosiller Seviyesinde Gözlemlenebilen Bir Gerçektir. Evrim Teorisi İse Bu Gerçeği, Açıklamaya Çalışan Bir Bilimsel Teoridir.

Konuyla İlgili Tübitak'ın Yorumu İçin Bknz;

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/yazici_dostu.php?kategori_id=2&soru_id=33Ayrıc

Ayrıca Biyoloji Profesörü Ken Miller'in Şu Videosuna Da BAkabilirsiniz.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=155251180488#/video/video.php?v=155180560488

4-Evrim Darwin'in Buluşumudur?

Evrim Değil Evrim Teorisi Bundan Yaklaşık 150 Yıl Evvel Doğabilimci, Biyolog Charles Robert Darwin "Bknz;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Charles_Darwin#cite_note-JvW-0 " Tarafından Ortaya Çıktı. Bir Diğer Değişle; Evrim Binlerce Yıl Önce, M.Ö 6.YY'da İyonlu ( Yunan ) Filizoflardan Başlamak Üzere Farklı Yorumlarla Ele Alındı. Binlerce Yıldırdır Da Özellikle Yunan ve İslam Felsefe ve Din Alimlerince "Bknz; Thales, Anaksimandros, Herakleitos, Aristoteles, İbni Haldun" Sürekli Ele Alınmıştır. Ancak Evrim İlkkez Bundan 150 Yıl Önce Charles Darwin Tarafından Teori Haline Getirilmiştir.

5-Evrim Tesadüflere Mi Dayanır?

Hayır. Evrim Süreci Tamamen Açıklanabilmiş Nedenlere Dayanır. Evrim Teorisi Canlıların Evrimini Açıklarken Süreci Nedensel Bir Bütünlükte Ele Alır. Her Olay Başka Bir Olayı Tetikler. Ancak Fiziğin Dışına Çıkmaz.

6-Evrim Süreci En Basit Şekilde Nasıl Çalışır?

İlk Hücrelilerden ( Basit ) Çok Hücreli Canlılara ( Kompleks ) Geçişten Başlayalım.

İlk Canlılar Milyonlarca Zaman Diliminde Çok Çeşitli Canlılara Evrilir. Çok çeşitli canlılar yine genetik olarak birbirine çok uzak olmayan türlerle çiftleşşin, bu bir zaman dilimi boyunca sürsün gitsin. Her defasında yeni türler oluşsun.

Böylece bir süre sonra canlı çeşitliliği inanılmaz artacaktır.

Oluşan canlılar çevreye dağılmaya başladıkça birbirlerinden izole olacak,ayrı yerlerde yaşamaya,dağılmaya başlayacaklar ve bir süre sonra yaşadıkları bölgenin farklılaşması nedeniyle genleri değişecektir.

Çevreye dağılmalarının nedeni besin bulmak içindir,çünkü benzer türler benzer besin kaynakları ile beslendikleri için bir süre sonra besin yetmemeye başlayacaktır.

Gen değişimleri sonucu atadan farklılaşacak ve atası ile çiftleşse bile artık yeni bir tür ortaya çıkmayacaktır.

Böylece bir süre sonra tür sayısı sabitlenecektir.

Aynı besin zincirini kullanan türler rekabete girecekler,rekabetten sadece "daha iyi"olanlar çıkacak,diğer türler yok olacaktır.

İşte bu gün yaşamda kalmış olan türler kendine benzer türler içinden rekabeti kazanarak gelmiş olanlardır.

Diğerleri yok olmuştur.

Şimdi bu canlılara baktığımızda birbirine benzer canlıları görüyoruz,bunların ataları aynıdır,örneğin Çita,Aslan,Leopar gibi,ama bu türlerin hepsinin beslenme ve savunma sistemleri farklı çalışmaktadır.Bu yüzden aralarındaki rekabetin boyutu birbirlerinin soyunu tüketecek kadar kuvvetli değildir.

Ancak bunların kendilerine çok benzer olanları artık yaşamda değildir.Çünkü çok benzer beslenme ve savunma sistemi olan türlerin kendi içlerindeki aşırı rekabeti nedeniyle,bir süre sonra aynı tür içindeki yakın akrabalardan sadece bir,birkaç temsilci hayatta kalabilecektir.

Besin kaynaklarının çok çeşitli ve bol olduğu denizlerde karadaki kadar şiddetli rekabet yoktur.Bu nedenle,örneğin çok çeşitli köpek balıkları vardır.

Denizdeki besin kaynakları az olsaydı.Köpekbalığı çeşiti birkaç türe düşecek,daha kötü olanlar yok olacaktı.

Aynı durum insan için de geçerlidir,insanımsılar kendi aralarında çiftleşmişler,yeni türler oluşmuş,sonra bu türlerin rekabetinden sadece Homo Sapiens çıkmış,diğerlerinin soyu tükenmiştir.

Bu gün insana çok yakın daha alt grupta ,örneğin beyin kapasitesi daha düşük,dil kapasitesi yetersiz veya olmayan insan olmamasının nedeni budur.

Homosapiens zekası ile rekabetten sıyrılmış,insan benzeri diğer türler yok olmuştur.
İşte alet kullanan,düşünen tek insan türünün kalmasının nedeni budur.

Ne Yazık ki; İnsanın zekası ile diğer insanımsılardan sıyrılarak tek başına yoluna devam etmesi macerası daha sonra başına bela olacaktı.

İnsanlar kendi elleriyle birtakım efsaneler oluşturdu, sonra o efsanelerin esiri oldu. Doğayı Paylaştığı Diğer Canlılardan Kendini Üstün Gördü.

İnsan dünyayı işgal etti, kirletti. Yine insan zekası ürünü olan teknoloji ile dünyayı yavaş yavaş yaşanmaz hale getiriyor.

100 yıl sonra dünya yaşanmaz hale gelecek. Belki ileri ülke insanları başka gezegenlere gidecekler,ya da dünyada korunaklar altında yaşayacaklar.

Geri kalmış ülke insanlarını ise açlık ve ölüm bekliyor.

7-Evrimi Oluşturan En Önemli Mekanizmalar Nelerdir?

a) Tabi Seçilim "Doğal Seleksiyon"

Bknz;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fal_se%C3%A7ilim

b) Mutasyonlar

Bknz;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mutasyon

Ayrıca Şu Videoayada Göz Atabilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=hRF-Q8axTt8&feature=related

8-Evrimin Kanıtı Varmıdır?

Evet. Milyonlarca Yıllık Fosiller, Canlıların DNA Yapıları, Binlerce Geçiş Formları, Sürekli Değişen Doğa ve Canlı Yapıları, Canlıların Körelmiş Organları, Mutasyon Geçiren Bakteri ve Virüsler Evrimin En Büyük Kanıtlarıdır. Neredeyse Doğada Görebileceğimiz Herşey Evrim İçin Birer Kanıttır.

Konuyla İligi Bknz; Yazı ve Videolar

Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurmu (Tübitak) "
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/index.php?kategori_id=2&soru_id=352 "

http://www.youtube.com/watch?v=VRk07oSBPJA

http://www.youtube.com/watch?v=7EODhcbicYs

http://www.youtube.com/watch?v=3cz8wfEyuGs&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=cNbtJy8WO0s&NR=1

http://www.youtube.com/watch?v=XGxe3Rlrr9Q&feature=related

Ve İnternette Konu İle İlgili Yüzlerce Makale ve Video Bulabiilirsiniz.

9-Maymunlar Bizim Atalarımız Mıdır?

Hayır. İnsan Maymundan Türememiştir. İnsan Primatlarla Ortak Atadan Evrilmiştir. Bunu Bir Ağacın Gövdesi ve Dalları OLarak Düşünün. Gövde Atamız, Dallar İse İnsan ve Primatlar Olsun. ( Şempanze, Goril, Bonobo, Vs. ). Ama Bir Şempanze İle İnsan Arasındaki Genetik Benzerlik, Bir Şempanze İle Goril Arasında ki Benzerlikten Çok Daha Fazladır. Şempanzeler En Yakın Akrabalarımızdır!

İnsan ile orangutanlar dahil tüm diğer kuyruksuz büyük maymunların (ape’ler) atası 14 ila 23 milyon yıl önce Afrika’da yaşamış olan Proconsul africanus isimli hominiddir.

Proconsul şüphesiz bir ara formdur ancak ne bir insandır, ne de bir şempanzedir. İnsanlar, orangutanlar, goriller, şempanzeler ve bonoboların ortak atası olan kendine özgü bir türdür. Proconsul’u bir ağaç gövdesi gibi düşünürsek, bunu bir dalı orangutanlara, bir dalı gorillere, bir dalı ise 6 milyon yıl önce şempanze ve insanın ortak atasına ayrılmıştır. Bu dal ise daha sonra insan ve şempanzeye ayrılmış, şempanzeye ayrılan dal ise daha sonra şempanze ve bonobo olarak ikiye ayrılmıştır.

Örneğin Bknz; Ortak Ata ve Şempanze İle İnsan Arasında Ki Genom, DNA ve Kromozom Benzerlikleri İle İlgili Bir Kaç Video

http://www.youtube.com/watch?v=83rUhtwM5-w

http://www.youtube.com/watch?v=HE9GWclJ0qs&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=Lep5-kfI0sI

10- Evrim Teorisi Nasıl Varolduğumuzu mu Açıklar?

Hayır. Yaşamın ve Canlılığın Oluşumunu Evrim Teorisi Açıklamaz. Bunu Abiyogenez-Biyognez Teorisi Açıklar. Evrim Teorisi Canlıların Nasıl Evrildiği İle İlgilidir. Bknz; 1. Soru...

11- Evrim Teorisi Yaratma "Tanrı ve Din İnancı İle " Çelişir mi?

Hayır. Evrim Teoriside, Bilimin Bütün Disiplinleride Fizik Ötesi İle İlgilenmez. Bilimin/Evrimin Amacı Doğadaki Olayları İnsan Beyni/Mantığı İle Kanıtlara, Gözlemlere Dayanarak Açıklamaktır. Bu Sebepten Evrimin Tanrı İle Hiç Bir Sorunu Yoktur. Fizik Ötesi "Metafizik" Kavramlar Dinlerin ve Felsefenin İşidir. Örneğin; Evrim Süreci Kendiliğinden Oluşacağı Gibi Bir Tanrı Tarafından da Oluşturulmuş Olabilir. Evrimin Yaratıcı Tarafından Var Edilmemesi İçin Hiç Bir Gerekçe Yok. Evrimi Kabul Eden Yüzlerce Dindar Yada Sadece Yaratıcıya İnanan Evrim Teorisyenleri, Bilim İnsanları Vardır. Ayrıca Evrimi Kabul Eden Tanrıya İnanan/Dindar Milyarlarca İnsan Vardır.

Bilimle dinsel inançlar ille de çelişir diye bir şey olmamalı; çünkü konuları, alanları farklıdır. Bilim, doğal dünyanın işleyişinde etkili olan süreçleri konu edinir. Din ise dünyanın ve insan yaşamının anlamı ve amacını, insanların birbirleriyle ve Yaratıcılarıyla olan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini, insan yaşamını düzenleyen ve insanlara ilham veren ahlakî değerleri konu edinir. Evrim teorisi dine dayalı Tanrı inancıyla çelişmez; Yaratılışçılık ve Akıllı Tasarım ise çelişirler: insan altçenesinin ve doğum kanalının beceriksizce/kusurlu tasarımı nasıl izah edilebilir ki? İnançlı insanlar, organizmalarda gözlemlenen yetersiz
tasarımın ve dünyaya egemen olan işleyiş bozukluklarının, tuhaflıkların, acımasızlığın ve sadizmin ancak Darwin’in doğal seçilim teorisiyle izah edilebildiğini kabul etmeliler. Kısaca Evrim ve Yaradılış Bir Çatışma İçinde Değillerdir.

12- Evrim İslam ve Diğer Tek Tanrılı "İbrahimi" Dinlerle Çelişir mi?

Hayır. Burada Yaradılışçı Evrimden Söz Edebiliriz. Bu Konuda İslam ve Evrim İle İlgili Geniş Bir Çalışma Yaptım. Aşağıda Bunu Okuyacaksınız. Hristyanlık ve Yahudilikle İlgili Bir Takım Mezhepsel Farklılıklar Yaşanabilir Ancak Genel Manada Ciddi Bir Sorun Göremedim. Hristiyan Katolik Olan Ünlü Evrim Teorisyeni Ken Miller Bu Manada Bir Örnek Olabilir. Ayrıca Yine Müslüman ve Hristiyan Olan Bir Çok Evrim Teorisyeni Vardır.

Kuran'da Evrenin, Dünyanın ve Canlılığın Evreler Halinde Yavaş, Yavaş Yaratıldığı Bir Çok Ayette Geçer. 1000 Yıldan Bu Yana Büyük İslam Alimleri-Felsefecileri Evrimden Bahs Etmişlerdir. Kuran'da Canlıların Evrimini Anlatan Ayetler VArdır. Şimdi Bunları İnceleyelim.

İslâm’da Evrim Teorisi’nin Doğuş Ortamı;

Modern kimyanın kurucusu sayılan, tıp ve mantıkla uğraşmış, 8. yüzyılda yaşamış Cabir bin Hayyan canlıların ve insanın üreme sistemine gerek kalmadan kendiliğinden meydana geldiği fikrini öne sürer. İslam dünyasında onun bu fikirleri daha sonra İbn-i Sina, Fahreddin Razi, , El Harisi, İbn Ebi`l-Haid, Er Ruhavi, İbn`un Nefis gibi bilim adamları ile İhvanu`s Safa gibi ekolleri ve `Evrimci bir Yaratılış` öngören meşhur `Hayy Bin Yakzan` kitabının yazarı İbn Tufeyl gibi düşünürleri de etkiler.

On ikinci yüzyılda İbn Tufeyl, on üçüncü yüzyılda da İbnü’l Arabî (1165-1240) gibi mutasavvıflar, Nasiru’d-Dîn Tûsî (1201-1274) gibi filozoflar, Kazvinî (1203-1283) gibi kozmografyacılar, yaratılış ve evrim konusunda önemli görüşler ileri sürmüşlerdir.

On dördüncü ve on altıncı yüzyıllarda yaratılış ve evrimden bahseden mutasavvıflardan Şebistâri (1250-1321) ve İbn Türka el-İsfahânî, sosyolog İbn Haldun (1332-1406), Osmanlı ahlakçısı Kınalızade Ali Efendi (1510-1572) ve İranlı filozof Molla Sadra Şîrâzî (1510-1640) sayılabilir.

VIII. yüzyılda Abdulkadir Bîdil (öl. 1715) ve Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1772), daha çok mutasavvıfların anladığı manada bir yaratılış taraftarıdırlar. İbrahim Hakkı’nın yaratılış ve evrim hususundaki görüşleri, İbn Miskeveyh, İhvan us-Safa, Nasr ud-Dîn Tûsi, İbn Haldun ve Kınalızade Ali Efendi’nin fikirleri doğrultusundadır.

a) Nazzam’ın Kozmolojik Evrim Teorisi

Bir kelamcı olan Nazzam(9.yy) ise (Mutezile ekolündendir) kozmolojik bir evrimci yaratılış teorisi ileri sürer. Ona göre evren ve türlerin ilk tohumu mahiyetinde yaratılan ilk varlık kendisinden sonra ortaya çıkacak tüm varlıklara kaynaklık etmiştir, bütün canlı türleri bir tek çekirdek varlıktan gelişerek meydana gelmiştir. Nazzam teorisine dini dayank olarak `Sizi bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan vareden, Allahtır(Araf,189)` ayetini alır. Nazzam görüşleriyle, canlı türlerinin sürekli olarak bir halden başka hale geçtiğini de ileri sürer.

Nazzam`ın bu ve benzeri fikirlerinden dolayı başta İmam Eşari tarafından olmak üzere Hıristiyan ve Yahudiler hatta kendi mezhebi tarafından eleştirildiğini, dinsizlik ve materyalistlikle itham edildiğini de kaydetmek gerek. Oysa Mehmet bayraktar`ın da ifadesiyle Nazzam zaten Allah`ı tanımakta ve teorisinde iddia ettiği tüm evrimci varoluşların Allah`ın iradesiyle yaratıldığını kabul eder. Ona göre Allah, ilk varlığı yok iken doğrudan yaratır ve onu vasıta kılarak tüm varlık türlerini ondan meydana getirir.

b) Cahız’ın Biyolojik Evrim Teorisi.

Biyolojik Evrim Teorisi`nin esas atası ise 8 ve 9. yüzyıllarda Basra`da yaşamış olan Nazzam`ın talebesi
Cahız`dır. `Kitab`ül Hayavan` adlı eseriyle bildiğimiz anlamda biyolojik evrim teorisi`nin temelini ortaya atar. Buna göre, ilk çekirdek varlığın evrimiyle bir yandan kainat meydana gelmiş, buna paralel olarak ilk basit canlı türleri meydana gelmiş, onların evriminden de silsilevi bir şekilde basitten komplekse doğru mertebe mertebe canlı türleri oluşmuştur. Bu evrimin son halkasında da insan ortaya çıkmıştır. Cahız günümüz evrimcilerinin kilit nokta olarak gördükleri mutasyon ve transformasyonu`da kabul eder. Ona göre türler sabit değil, değişkendirler, dönüşürler. Mutasyon veya dönüşümü Cahız, `İçinizde Cumartesi günü azgınlık yapanları elbette biliyorsunuz. Onlara: `Aşağılık birer maymun olunuz` dedik; bunu ardlarından gelenlere bir ceza örneği ve Allah`a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüt olsun diye yaptık.` (Bakara,65-66) ayetlerinden yola çıkarak açıklar. Cahız evrimin kilit taşlarından dönüşümü ya da günümüz tabiriyle mutasyonu uzun uzun açıklar, ve çeşitli örneklerden yola çıkarak gerekçelendirir. Cahız`a göre kainatı yaratan Allah, onu ve canlıları sürekli evrimleşici mahiyette yaratmıştır.

Cahız, günümüz Evrim teorisinde de bulunan diyalektik (zıtların birliği- mücadele) ve doğal seleksiyon (doğal ayıklanma yada seçilim) kavramlarına da yer verir. Böylece mücadele şeklinde geçen hayatta kuvvetli ya da yetkin türlerin devam edebildiklerini öngörür. Bunu da Allah`ın bir kuralı olarak görür. Aslında burada Cahız`ın günümüzde materyalizmin iki önemli dayanak noktası olarak görülen Diyalektik ve Doğal Seçilim kavramlarını dini inancı ile bağdaştırabildiği görülmektedir. Cahızın canlıların evrimleşmesi fikrinin temel dayanakları, Allah`ın evrimci bir süreçle yaratmasının zahirdeki görünür şartları olarak fiziki çevre, iklim şartları , hayat mücadelesi ve doğal seçilimdir.

Günümüzde dindarların materyalist bir yorumla aktarılan Diyalektik fikrini kainattaki tesanüt ve teavün (yardımlaşma) olgusundan yola çıkarak reddederler. Oysa zıtların birliği ve mücadele olgusu tesanüt ve teavünün varlığına engel teşkil etmeyeceği mantıki bir durumdur.

c) Biruni’nin Suni Seçimli Evrim Teorisi

Cahız`ın `Evrimci Yaratılış` fikri kendisinden sonra belirgin bir şekilde İhvanü`s Safa, Biruni, Kazvini, Damiri gibi Müslüman bilim adamlarınca kabul görür. Bununla beraber Cahız, İmam Eşari gibi Ehl-i Sünnet kelamcılarının bir kısmı tarafından materyalist ve dehri olmakla da suçlanır.

XI. yüzyılda Gazne`de yaşayan ünlü Müslüman alim Biruni`de hem kozmolojik hem biyolojik evrimi savunur. O`da canlıların ortay çıkışı ve evrim süreciyle çeşitlenip gelişmelerini Allah`ın iradesi ve yaratışının bir neticesi olarak görür. Biruni bu teoiye katkı olarak sun`i seçim ve tabiat ekonomisi fikirlerini ileri sürer. Ona göre doğada her şeyin üreyip çoğalması ve evrimi ölçülü bir denge üzere olmakta bu da doğada tesadüfilik, başıboşluk ve israf olmayıp bir iktiatın olduğunu göstermektedir.

d) İhvân us-Safâ ekolünün Sosyopsikolojik Evrim Teorisi

İslam kültüründeki temel evrimci görüşlerin esasları bu bilim adamları olmakla beraber, bir düşünce akımı olan İhvanü`s Safa mensubu alimler de kozmolojik ve biyolojik evrim görüşünün yanında sosyal ve psikolojik evrimi de benimserler.

e) İbn Tufeyl’in Hayat ve İnsanın Menşei Teorisi

İslam kültürü içerisinde evrimci görüşü ileri sürenlerden biri de 12. yüzyıl Endülüs alimi İbn Tufeyl`dir. İbn Tufeyl bugün dahi okunmakta olan ve yaratılış ve evrimi roman üslubuyla hikaye ettiği `Hayy bin Yakzan` adlı kitabın yazarıdır. Kitapta, ıssız bir adada çukur bir yerde su, hava ve toprağın karışımından oluşan çamurun güneş ısı ve ışığının tesiriyle mayalanması ve bu çamurun çeşitli dönüşümler geçirerek canlıya, insana dönüşmesi anlatılır. Bu oluşumun temel etkeni ise Allah`ın `Hayat` sıfatının tecelli ederek yaratmasıdır. Bu hikayede çamurdan insana dönüşen varlık ilk insanı temsil etmektedir. Bu oluş uzun bir zaman süreci zarfında gerçekleşir.

f) İbn'ün Nefs'in SosyoPsikolojik Evrem Tanımı

Benzer başka bir evrimci görüşün sahibi ise 13. yüzyılda yaşamış ünlü tabip İbn`ün Nefs`tir. İbn`un Nefs de `Er Risalet`ül Kamiliyye` isimli eserinde Hayy Bin Yakzan `a benzeyen fakat bazı noktalarda ayrılan, çamurdan oluşarak sonunda insana dönüşen Kamil isimli varlığın oluşumunu hikaye eder. Bu kahraman`da evrim sonucu yaratılır ve sosyal ve psikolojik bir evrim sürecide geçirerek bilinçli insana dönüşür.

g) Mevlana’nın Özümlemeyle Evrim Teorisi

Bir bilim adamı olmasının yanı sıra din alimi olarak da görülen ve bu açıdan ayrı önemi olan Mevalana Celaleddin Rumi de evrimci olarak biliniyor. Mevlana kainatın kozmolojik, canlıların ise biyolojik evrimle yaratıldığı görüşünün devamcılarındandır. Ancak ondaki özümleme yoluyla evrim fikri mecazi bir anlatım da olabilir.

Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum. Öyleyse ölümden korkmak niye? "Mevlana Celaleddin Rumi"

h) İbrahim Hakkı Hz.leri'de Marifetnamesi.

"Allah'ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur, (ateş, hava, su ve toprak) birbirlerine karışır ve birleşir. Bu karışım ve birleşmeden önce madenler meydana gelir. Bundan da bitkiler, maden ve bitkilerin birleşmesinden de hayvanlar meydana gelir ve hayvan soyu kemalini, en uygun şeklini bulunca insan hasıl olur" (Hakkı, İ. Marifetname, s.29).

ı) İbn Miskeveyh'in Evrim Yorumu

İbn Miskeveyh, ابن مسكوويه, (Ahmed bin Muhammed Miskeveyh) (940-1030) İranlı ünlü İslam filozofu.

Bu ؛erefli vücudun yükseli؛ ba؛langıcı madenler olmu؛tur ki, onların ba؛langıcı kaygan çamurdur. Sonra ondan ta؛lar mertebesine yükselmi؛tir. Ondan eriyen cevherler mertebesine ula؛mı؛tır; demir, kalay, bakır, gümü؛ ve altın gibi madenlerdir. Bundan sonra la'l, yakut ve zümrüt gibi cevherlerin mertebesine yükselmi؛tir. Ta mercana varıp, bitkisel belirtilerle geli؛ip, o mertebeden dahi yükselip, tohumsuz biten bitkiler mertebesine gitmi؛tir. Bundan sonra tohumla biten bitkiler mertebesine ve ondan ağaç suretine varıp, ta hurma ağacı olmaya yetmi؛tir. Hurma mertebesinden, hayvan mertebesine yükselip yıllarca o mertebede ya؛amı؛tır. Ta i؛ ve surette insana benzeyen goril ve maymun mertebesini bulmu؛tur. O mertebeden dahi yükselip, insan suretine gelmi؛tir. O insan ki, kemâl mertebelerinin suret ve sîretinde ilerleyip, kâmil insan mertebesine gidip, İlâhî ahlâk ile dolmu؛tur. O, bilginin olgunluğuna erip, külli akla ula؛mı؛tır. Bu mertebede varlık dairesi birle؛ip, nihayet bulmu؛tur. Zira ki, umumî vücut i؛inin devri bِylece bulunmu؛tur ve bu geçici vücut, bir daire ؛eklinde resmolonmu؛tur. Onun ba؛langıcı ilk akıl, sonucu kâmil insan kılınmı؛tır. Bِylece vücut dairesinin sonu ِne gelip, kâmil insanda birle؛ip, tamam bilinmi؛tir. "Ibn Miskeveyh ( el-Fevzü'l -Asgar )"

i) İbn Haldun

Kimileri tarafından sosyolojinin kurucularından kabul edilen ünlü tarihçi ibn-i Haldun da `Mukaddime` adlı ba؛eserinde insanın yaratılı؛ında evrimin esas olduğunu ifade eder.

j) İslamın En Büyük Kuran Yorumcularından Olan İbnü Türkete'l-İsfahânî, Füsûs ھerhinde Demi؛tir ki :

"Yeryüzünde ilk meydana gelen madenler, sonra bitkiler, sonra hayvanlardır. Ve Allah Teâlâ bu mevcut ؛eylerin cinslerinden her sınıfının sonunu, takip edenin ba؛langıcı kıldı da madenlerin sonunu ve bitkilerin evvelini mantar, bitkilerin sonunu ve hayvanların evvelini hurma, hayvanların sonunu ve insanın evvelini maymun kıldı ki, birbirine ulanma birliği bozulmadan, deği؛meden, aralanmadan, kesilmeden korunsun ve birbirine bağlansın." Kaynak; İbn-i arabinin Fütühat-ı mekkiye isimli eserindedir.

k) Dünyanın En ـnlü İslam Alimi ELmal-ı Hamdi Yazır ھِyle Der;

Biz daima gِğsümüzü gere gere ve ilmi yoldan hiç ayrılmayarak deriz ki, aynı men؛eden "Ortak Ata" gelme davası doğrudur. Evvela bütün hayvanat için bu men؛ein aslı maddedir, basit unsurlar ve elementlerdir. Bir ba؛ka ifade ile topraktır. Bu maddeden hayatın meydana gelebilmesi ise, ilim, irade, kuvvet, kudret sahibi harici bir sebebe bağlıdır. (Yazır, Hak Dini, 1/329-330).

l) Bakın Said-i Nursi "Kurdi" Risale-i Nur'da Ne Diyor.

Bu anlamda evrimin var veya yok olması Yaratıcı’nın varlığını kabul ya da inkarın zemini olamaz, sadece yaratı؛ adetinin ne olduğunu anlamaya yِnelik teknik bir konudur. "Kaynak;
http://www.saidnursi.de/tr2/index.php/Mana-i-Harfi/Evrim.html "

m) Hüseyin El-Cisr

Hüseyin el-Cisr`e göre Allah varlıkları yoktan var etmi؛ ve türlere ayırmı؛tır. Bu yaratım tabiatın veya kanunların tesiriyle değil Allah`ın yaratması ile olmuştur. Tabiat kanunları adi sebeplerdir. Neticede o kanunları koyan Allah`tır ve onlarsız yaratmaya da kadirdir. Bundan dolayı Müslümanların varlıkları yoktan var etme yani Allah`ın başlangıçta her türü müstakil olarak yoktan yaratmasına inanmaları ile Allah Teâla`nın bu kainattaki türleri tekamül yoluyla yani ِnce basit bir maddeyi yaratıp sonra onu unsurlara, daha sonra protoplazmaya, daha sonra ilkel bitki ve hayvanlara, daha sonra da diğer türlere ayırmasına, bazılarını bölerek çoğaltmasına, bazılarını da yok etmesine inanmaları arasında hiçbir fark olmadığı görüşündedir.

n) Iraki’nin Minerallerin Evrim Teorisi

o) Kınalızade Ali Efendi

ö) Omer Nasuhi Bilmen


Nebatat ve hayvanatın ve hatta insanların tekamül tarikiyle vücuda gelmi؛ olmaları aklen caizdir. Fahr-ı Alem Hazretleri dilediği mahlukunu bir nevi müstakil olarak yaratabileceği gibi, bitarik-ı tedriç de (yava؛ yava؛, tekamül yoluyla) vücuda getirebilir; bunda istibad olunacak (inkar edilecek) bir cihet yoktur.`(ض. Nasuhi Bilmen, Muvazzah İlm-i Kelam, 1959,İstanbul)

p) Prof. Dr. MAHMUT EROL KILIÇ/ Marmara ـ. İlahiyat Fakültesi

Modern zamanlarda evrim tartışmasının içerisine değişik kamplaşmalar, din-bilim çatışması damgasını vurdu ve bu konuyu kavgalı bir hale getirdi. Geleneksel yapıya baktığımızda, büyük İslam düşünürlerinde hem yaratılış teorisi hem de belli oranlarda evrim teorisine benzeyen teoriler bulunmakta. Dolayısıyla metafizikten kopuk olmamak ve bir yaratılışı inkar etmemek kaydıyla, yaratıcının planı içerisinde belirli bir evrim süreci var. Günümüzde sapla saman karı؛ıp, ortalığı toz duman bürüdüğü için bazıları materyalist manada mutlak evrimi savunup bir yaratıcıyı inkar etmekte, bazıları da tamamen tek manada bir yaratıcı olduğunu sِyleyip hiçbir surette evrim olmadığını ileri sürmektedir. Oysa geleneğe ve geleneksel dü؛ünceye baktığımız zaman iki görüşün de tatlı bir uyum içerisinde buluşabildiğini görebilmekteyiz. " Prof. Dr. MAHMUT EROL KILIÇ / İlahiyatçı"

Ve Daha niceleri de evrimi savuna gelmişlerdir. İşin ilginç yanı ise nazzam, cahız, ve ibn miskeveyh insanın maymundan geldiğini söylemektedir. Buruni ise insanın maymundan geli؛inin doğru olmadığını, insanın kendi türü içinde evrimle؛tiğini belirtmi؛tir. 19. yüzyıla gelindiğinde bu evrimci dü؛ünürlerin varisleri de ortaya çıkmaktadır. İslâm dünyasındaki ilk reformistlerden kabul edilen Muhammed Abduh, 19 yüzyıl Hintli İslâm alimi Seyyid Ahmed Han, Hüseyin El Cisr ünlü Osmanlı aydınlarından Filibeli Ahmed Hilmi ve eski Diyanet İşleri Ba؛kanlarından Prof. Dr. Süleyman Ate؛ evrimi doğrultusunda tevilleri olan Müslüman alimler arasında ilk akla gelenlerdir. Günümüzde Bir çok İlahiyatçıda Evrimi Kabul Etmektedir.

Müslüman evrimcilerin bazı kitaplarının tercümeleri XV. yüzyıldan itibaren Avrupa`da yayınlanır. Lamarck ve Darwin`den önce sistematik olmasa da evrimci görüşler ileri süren pek çok bilim adamı çıkar Avrupa`da. Müslüman evrimcilerden etkilenen J.Ray, Roi, Buffon, E. Darwin, Cabanis, Limnaeus ve Goethe gibi bilim adamı ve düşünürler evrim teorisinin düşünsel zeminini hazırlarlar. Bu fikri zeminde görüşlerini oluşturan Lamarck ve Darwin ise bunlar vasıtasıyla dolaylı olarak etkilenirler. Bir başka deyişle Batı`daki evrim tartışmalarında Müslüman düşünürlerin de katkısı vardır.Ancak bilim karşıtı islamcıların etkisi artınca , teori Avrupa'yı etkilemiş. Ayetlere Geçmeden Önce İbn-i Arabi'nin Bir Rüyası İle Devam Edelim.

İBN-İ ARABİ'NİN RÜYASI

Unlü düsünür İbn-i Arabi de evrimci müslümanlar arasında sayılıyor. Arabi,"Fütuhat"isimli eserinde gayb aleminde gِrdüğü bir hadiseyi anlatır;

İbn-i Arabi,Mekke'de kaldığı sürece sık sık Kabe'yi tavaf eder.Bir seferinde herkesin gölgesi olduğu halde,çok uzun bolu bir adamın gölgesinin olmadığını fark eder.

Uzun boylu adam tavaf ederken;

"Biz de sizin gibi bu beyti tavaf ediyoruz" demektedir.

Yanına yaklaşıp kim olduğunu sorar.

Adam ; "Ben senin büyük atalarındanım"der.

Bunun üzerine İbn-i Arabi "hangi asırda yaşadınız"diye sorar;

"Kırk bin sene evvel vefat etmiştim"yanıtını alır.

İbn-i Arabi bunun üzerine ; "İnsanın atası olan Adem'in altı bin sene evvel yaratıldığını söylerler" dediğinde,gölgesiz adam şu cevabı verir;

"Bil ki: insanın ilk atası olan Adem'den evvel yüz bin Adem gelip geçmiştir."

Konuyla İlgili Şu Videoyu Tavsiye Ederim ;
http://vimeo.com/6114544

Simdi Evvela Ademin'de Normal İnsanlar Gibi Yaratıldığını Anlatan Su Ayete Bakalım.

Aliimran Suresi 59. Ayet

"Süphesiz Allah katında (yaratılı؛ları bakımından) İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi."

Simdide Once Kozmolojik Yaratma Ayetlerine Bakalım Daha Sonrada Konumuz İle İlgili Biyolojik Yaratılıs Ayetlerine Geçelim.

Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra ar؛a istiva eden Allah'tır… (Araf Suresi, 54)

BİZ GÖĞÜـ 'BUYUK BİR KUDRETLE' BİNA ETTİK VE ŞÜPHESİZ BİZ, (ONU) GENIŞLETİCİYİZ. (ZARİYAT SURESİ, 47)

Kuran'da Kozmolojik Ayetlerde 2+4=6 Gün Formülü Vardır. Yani Yerler 2 Günde, Gökler 4 Günde Yaratılmıştır. Yalnız Bu Gün Zamanı Bizdeki 1 Gün "24 Saat" Değildir. Kuran'da Bir Kaç Ayette Bir Günün/Bir Evre Allah Katında 1000 Gün/Evre Olduğu Geçer. 6 Gün/Evre Eşittir 6000 Gün'de/Evrede Yaratılmıştır Kainat Yan!

Buradan Biz Kainatın ve Dünyamızın Birden Anında Değilde Yava؛, Yava؛, Süreç İçerisinde Deği؛erek, Dönüşerek, Evrilerek, Genişeyerek 6000 Bin Evrede Yaratıldığını Açıkça Görüyoruz. Bu Kozmolojik Evrimsel Yaratmadır. Şimdide Biyolojik Evrimsel Yaradılışa Geçelim.

NUR 45. Ayet

وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِنْ مَاءٍ فَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى بَطْنِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى رِجْلَيْنِ وَمِنْهُمْ مَنْ يَمْشِي عَلَى أَرْبَعٍ يَخْلُقُ اللَّهُ مَا يَشَاءُإِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

"Allah her canlıyı sudan yaratmıstır. Onlardan karnı üzerinde yürüyenler ( Sürüngenler ) vardır. Yine onlardan iki ayak üzerinde yürüyen vardır. Ve yine onlardan dört (ayak) üzerinde yürüyen vardır. Allah dilediğini yaratır. Muhakkak Allah her şeye kadirdir."

Şimdi de Ayet İle Evrim Teorisi Arasında ki Tıpa Tıp Benzerliği Ele Alayım.

"Allah Her Canlıyı Sudan Yarattı" Diyor Ayet.

Evrime Teorisi Ne Diyor?

"Canlılık Suda Oluşmaya Başladı."

Woow! Müthiş...

Yani Bizim Atalarımız Sudan Karaya Geçtiler.

Devam Edelim;

"İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah her ؛eye hakkıyla gücü yetendir."

Kısaca Evrim Sürecine Bakalım Şimdide.

İlk Canlı Sudan Karaya Geçer. Sürüngendir. Sonra 4 Ayaklıya, Oradan da 2 Ayaklıya Evrilir.

Hikaye Ne Kadar Da Tanıdık Dimi?

Beyninizde Daha İyi Canlandırmanız İçin Sudan Karaya Geçiş Sürecine Örnek Şu Videoyu
http://www.youtube.com/watch?v=oX4FNDOyrF0&feature=related Tavsiye Ederim.

Nuh suresi 14.

"Halbuki, o sizi evrelerden geçirerek yaratmıstır."

Bu Ayetde de Açıkça Evrimden Söz Ediliyor Denilebilinir.

(Musa:) Dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, geçmisteki atalarınızın da Rabbidir." (Suara Suresi, 26)

O'ndan başka ilah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir. (Duhan Suresi,

Bu İki Ayette Evrimsel Geçis Sürecinde Ortak Atalara İsaret Edilmis Olabilir.

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas Suresi, 68)

Bu Ayetde de "Doğal Seleksiyondan" Ayıklanmadan Söz Edilebilinir.

"Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer bir şey değilken, uzun zamanlardan (dehr) bir süre (hin) gelip-geçti." (İnsan Suresi, 1)

"kendisi anılmaya değer birşey değilken" ifadesi "insanın bir insan olmadan önceki hallerinin ifade edildiği" şeklinde açıklanabilinir.

Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demisti. (Sad Suresi, 71)

Burada da Yine Evrimden Açıkça Söz Edilebilinir.Çünkü "Yaratacağım" Demek Bitmemiş, Devam Eden Anlamına Gelir. Evrim Milyarlarca Yıldır Devam Ediyor. "YArattım" Deseydi Evrimle Alaka Kurmak Zor Olabilirdi.

Bu Benim Alanım Olmadığı İçin Ayetlere Yorum Katmamaya Özen Gösterdim. İnsanların Kendi Yorumlarıına Bıraktım. Ancak Ayetin Bu Anlamları İçermediğini İddia Eden Olursa Kendileri İle Bu Konu Üzerinde Kafa Patlatmaya Hazırım. Dikkat Edilmesi Gereken Başka Bir Husus, Bu Ayetlerin Hiç Biri "Zorlama" Değildir. Zorla Evrime Uydurulmaya Çalışılmamıştır. Bir Beyni, Düşünce Yetisi Olan Ve Ön Yargısız "Nötr" Bakabilen Herkes Bu Ayetlerin Pekala Evrimi Gösterdiğini Anlayabilir.

13- Evrim Teorisi Üstün Irk Yaratmak İçinmi Ortaya Atılmıştır?

Hayır. Bilimin Evrenin Sırlarını Çözen ve Hayatımızı Kolaylaştıran Buluşları Malesef Faşizm Ve Kapitalizm Tarafından Sürekli Kendi Çıkarları İçin Kullanıagelmiştir. Örneğin Atom'un Keşf Edilmesi İnsanlığa Yarar Getirmeden Önce ABD'Tarafından Bomba Olarak Tasarlanıp Japonya'nın Nagazaki ve Hiroşima Şehirlerine Havadan Atılmış ve Yüzbinlerce İnsan Öldürülmüştür. Yine Saddam Hüseyin'in Halepçe'de Kürtler Üzerinde Kullandığı Nükleer Silahlar Binlerce Kürd'ün Katl Edilmesine Neden Olmuştur. Yada Başka Bir Örnekle Ünlü Bilim Adamı Nicola Teslaa Elektriği Kablosuz ve Ücretsiz Tasarlayabilmeşken, Kapitalizm Elektiğin Bu Şekilde İnsanlara Ulaşmasını Engellemiştir. Yıllardır Ödediğimiz Kabarık, Bol Vergili Elektirik Fatularıda İnsanlık İçin Büyük Zarardır. Hem Parasal Manada Hemde Ağaç Katliamı Olarak. İnsanlık Tarihi Bu Gibi Benzer Olaylarla Doludur Maalesef. Evrimin Üstün Irk Yaratma Fikirleride Yine Irkçı/Faşiştlerce İstismar Edilebilinir Ancak Bu Evrim Teorisinin Zararlı Olduğu Anlamına Gelmez, Tıpkı Atom ve Diğerleri Gibi. Tek Sorun Bilimsel Gelişmeleri / Bulguları İnsana, Doğaya, Canlılara Yakışır Bir Şekilde Kullanmak, Bunlardan Bu Şekilde İstifade Edebilmektir.

14- Evrim Teorisinin Dünyada Kabul Görme Oranları Nedir?

2005 yılında gelişmiş ülkeler seviyesindeki 34 ülkeyi içeren bir çalışmada, "evrimi doğru kabul edenlerin oranı" yaklaşık %27 ile en düşük Türkiye'de bulunmuştur. " Türkiye İle İlgili Rapor İçin Bknz;
http://www.habervesaire.com/haber/1309/

Türkiye'den sonra ise %40 ile, "Akıllı Tasarım" Akımının Ortaya Çıktığı ABD Yer Almaktadır. ( TR ve ABD; Yine Paradoksal Bir Şekilde Biradalar. Sizde İlginç Değil Mi )

Gelişmiş Avrupa devletlerinde evrimin doğru kabul edilme oranları Türkiye'den ve Amerika'dan çok daha yüksektir. İzlanda'da halkın %80'inden fazlası, Danimarka, Fransa, İngiltere, Japonya'da yaklaşık %80'i evrimi kesin olarak doğru kabul etmektedir

National Geographic'in Detaylı Anketi İçin ;
http://news.nationalgeographic.com/news/bigphotos/21329204.html

Ortadoğuda İran İslam Devleti Başta Olmak Üzere Bir Çok Devlet Evrimi Kabul Etmekte, Okullarında Okutmaktadır.

15- Akıllı Tasarım Yada Yaradılışçılık Akımı Nedir?

Tasarım savı başlıca iki önermeye dayanır. Birincisi, organizmaların belirgin biçimde tasarlanmış göründükleri; ikincisi de, bu tasarımın ancak Tanrı’yla izah edilebileceğidir.Tasarım savı ilk defa Klasik Grek döneminde ve Hıristiyanlık’ın erken dönemlerinde çeşitli biçimlerde ortaya atılmıştır. Savın en ayrıntılı biçimini ortaya atan Doğal Teoloji (Natural Theology - 1802) başlıklı kitabı aracılığıyla William Paley oldu. Göz – ve daha birçok organ, organizma ve bunların etkileşimi – tesadüf sonucu değil tasarım sonucu ortaya çıkmış görüntüsü verirler, dolayısıyla Tanrı tarafından yaratılmışlardır. Tasarım savı 1990lı yıllarda ABD’de birtakım yazarlarca yeniden gündeme getirilmeye başlandı.

Darwin’in doğal seçilim aracılığıyla evrim teorisi Paley’in savlarını geçersiz kılıyordu: organizmaların adaptasyonu tesadüf sonucu değil, organizmalara fayda sağlayacak özelliklerin aşamalı olarak zaman içerisinde gelişimini mümkün kılan süreçler sonucunda gerçekleşir. Canlılar dünyasında gerçekten de bir çeşit “tasarım” söz konusudur: gözler görmek için, kanatlar uçmak için, böbrekler de kanın bileşimini düzenlemek üzere tasarlanmışlardır. Ancak organizmalarda görülen bu tür tasarımlar, bir mühendisin tasarlamış olabileceği türde “akıllı” tasarımlar değil, kusurlu tasarımlardır. Daha da kötüsü; canlılar
dünyasında bozukluklar, işlevsizlikler, tuhaflıklar, israf ve acımasızlık hüküm sürer. Organizmaların tasarımı, tesadüf ve gerekliliğin etkileşimi aracılığıyla yaratıcı nitelik kazanan bir süreç zarfında mutasyonlar ve doğal seçilimin etkileşmesiyle ortaya çıkar.

20.inci yüzyılda yaratılış görüşünün Amerika’da yükselişe geçmesiyle birlikte durum değişmiştir. 1925‘teki Scopes Davası’ndan sonra kökten dincilerin baskısıyla evrim kuramının liselerde okutulması engellenmiştir.1960larda evrim teorisini tekrar etkin biçimde öğretmek için yeni çabalara girildiğinde, yaratılışçılar bunu engellemek için yeni yasal stratejiler geliştirdiler. Yaratılışçılığı evrim teorisi ile yan yana öğretmek için yaptıkları her girişim yasal engellere takıldı; çünkü yaratılışçılık temelde A. B. D. Anayasası’nın laiklik ilkesine aykırıdır.

Öte yandan yaratılışçılar bilim adamalarından fazla bir dirençle karşılaşmadan Türkiye’de Eğitim Bakanlığı ile yaptıkları işbirliği sonucu biyoloji ders programını değiştirerek Türkiye’yi, evrim ve yaratılışçılığın bir arada öğretildiği tek laik ülke konumuna getirdiler. Bu gelişmenin Türkiye’de fen bilimleri eğitimine etkisi çok olumsuz olmuştur. Yakın geçmişte yapılan bir araştırma, son yıllarda mezun olan öğretmenler arasında evrimi kabul edenlerin oranının, eski mezunlar arasında görülen orandan önemli derecede düşük olduğunu göstermiştir. Bir başka araştırmada, evrimin genel halk arasında gördüğü kabul açısından, Türkiye araştırmaya konu olan 34 çağdaş ülke arasında sonuncu sırayı aldı; üstelik sondan ikinci ülkeyle arasında büyük fark vardı. Fen Bilimleri eğitimindeki çarpıklık sonucu olarak Türkiye’de bilime olan güvenin azalmış olması ülkenin geleceği açısından kaygı vericidir.

Türkiye'de Akıllı Tasarımı Görüşünü Amerikalı Tasarımcılarla Ortaklaşa Yürüten Ve Tek Merkezden Yönetilen "BAV" Diye Bir Kurum Var. Bu Kurum Parasal Sermayeleri ve Siyasi Güçleri İle Eğitimde, Medyada ve İnternette Evrim Teorisini Bilim Dışı Yollarla Çürütmeye Çalışmakta ve Ciddi Bir Etki Yaratmaktadırlar İnsanlar Üzerinde. Örneğin İnternette Evrim Teorisi İle İlgili Bilgi Almak istediğinizde Karşınızda Evrimden Çok, Bu İnsanların Yanlış/Çarpıtma Bilgiler İle Doldurdukları Binlerce Web Sitesi Gelmektedir. Amaç İslam Alemini Dogmalara Mahkum Etme, Müslümanları Allah ve Din'i Kullanarak Kendi Çirkin Politikalarına Alet Ederek Onları Sömürmektir. KApitalizm ve Emperyalzim İle İşbirliği İçerisinde Yaptıkları Çalışmalar İslam Alemini Bilimden, Düşünmekten, Sorgulamaktan, Üretmekten Soyutlayarak Her Alanda Batıya/Emperyalizme Muhtaç Halde Bırakmaktır. Üstelik Bu Kurumun Başında ki Kişi Çok Fazla Suça Karışmış, Çete Kurmaktan ve Başka Suçlardan Defalarca Yargılanmış, Yıllarca Hapiste Yatmış, Askere Gitmemek İçin Rapor Almış, 19 Ay Deliler Hastanesinde Müşahade Altında Tutulmuş, Bir Kaç Farklı Tıp Kurumundan Ağır Şizofrenik Raporları Almış ve Kendini Çevresi Aracılığı İle "Mehdi" Olarak Topluma Tanıtmaya Çalışmış Bir İnsandır. Bu Kurum ve Kişi Kendileri ve Görüşleri Hakkında Yayımlanan Eleştirilere Dayanamıp Mahkeme Kanalı İle Sürelki Karşı Fikirleri Yasaklamaya, Baskı Altına Almaya Çalışmaktadır. Youtube'den Tutun, Ekşi Sözlüğe Kadar Onlarca Web Sitesi Harun Yahya'yı ve Akıllı TAsarım Görüşünü Eleştirdikleri İçin Kapatıldılar. Bu Ancak Fikirleri, Tezleri Doğru Olmayan, Sahtekarlıkları Ortaya Çıkacak Diye Korkan İnsanların Baş Vuracağı Yöntemlerdir. Kim Bilir Belki Bu Profilide Kapatırlar. Zaten Sabıkamız Var )

Harun Yahya İle İlgili Şu Linke;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Harun_yahya Yaradılış Atlası İle İlgili de Şu Linkle http://www.facebook.com/note.php?note_id=167208686266&id=100000239362562&ref=mf Bakabilirsiniz.

16- Evrim Teorisi Karşısında Evrimi Çürüten Bir Tez/Teori/Kanıt Var Mıdır?

Hayır. 150 Yıldır Bu Teoriyi Çürüten Tek Bir Teori Olmadığı Gibi Tek Bir Kanıt Bile Ortaya Konulamamıştır.

17- Evrim Teorisi Çürütülebilinir Mi?

Evet. Evrim Teorisi Söylediğim Gibi Gözlem, Deney ve Kanıtlara Dayalı Bir Bilimsel Teoridir. Evrimi Çürütmek İçin 100 Milyon Yıllık Bir İnsan Fosili Yada Yüzbinlerce veya Milyonlarca Yıllık Hiç Değişmeden Günümüze Gelmiş Bir Canlı Fosili Getirmek Yeterli Olur. Tek Bir Fosille Evrim Teorisini Yerle Bir Edebilirsiniz! Sonrada Götür Nobel'i... )

18- Evrim Karşıtlarının Ortaya Attığı Temel İddialar/Aldatmacalar Nelerdir?

a) Gözün İndirgenemez Karmaşıklığı.

Gözün Komleks Bir Yapısı Olduğunu Bu Yüzden Olduğu Gibi Kusursuz Yaratıldığını, Evrim Geçirmeyeceğini Söylerler. Bu Tamamen Yanlıştır ve Bilinçli Olarak Kullanılan Propaganda Malzemelerinin Başında Gelir. Şu Videodan
http://www.facebook.com/video/video.php?v=172014170488&ref=mf ve Bu Videodan http://www.youtube.com/watch?v=aGFR-kFi0c8&feature=related Gözün Nasıl Evrildiğini Öğrenebilirsiniz.

b) Ara Geçiş Fosilleri Yok.


Buda En Sık Başvurdukları Yalanlardan Biridir. Evrim Karşıtları Bilinçli Olarak Kafalarında Doğa Üstü Efsanevi Canlılar Yaratıp Evrimden Böle Canlıları Ara Geçiş Formları Olarak Göstermelerini Bekliyor. Örneğin Yarı Maymun Yarı İnsan Yada 3 Başlı 6 Ayaklı Kedi-Köpek Karışımı Bir Canlı. Hayal DÜnyaları Epey Gelişmiş Bunların Ama Akılları İçin Aynı Şeyleri Söyleyemicem. Çok Fazla Ara Geçiş Formları Mevcuttur. Bir Kaçı İçin Aşağıda ki Videolara Bakabilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=cNbtJy8WO0s

http://www.youtube.com/watch?v=Y2r-d0SVq4c

http://www.youtube.com/watch?v=7EODhcbicYs

http://www.youtube.com/watch?v=msqB4qY666E

Ayrıca Evrim Karşıtlarının Evrim İle İlgili Ortaya Koydukları Sorulara Bu Videolardan Cevaplar Bulabilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=V7ym4C0i7V0&NR=1&feature=fvwp

http://www.youtube.com/watch?v=HkgXl_BWqoU&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=VEHpu1I0TXs&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=rFrczHGmbEQ&feature=related

19- Evrim Teorisinin Eksikleri Var Mıdır?

Elbette Vardır. Her Teoride Olduğu Gibi. Örneğin Çok Daha Fazla Fosille Desteklenebilir. Yada Yıllara Yaygın Farklı Deneylerle Teori Dahada Sağlamlaştıralabilinir. Bilim İnsanları Gerek Doğada Gerekde Laboratuarlarda Bu Çalışmaları Hali Hazırda Yapmaktadırlar. Heran Yeni Bulgularla Karşılaşılabilinir. ( Örneğin, Taraf Gazetesinin Şu Son Güncel Haberi Gibi
http://www.taraf.com.tr/haber/43392.htm ) Deney, Araştırma ve Gözlemler Sanıldığı Kadar Kolay İşler Değildir. Koca Gezegende Bazen Bir Fosil Bulmak Bile Onlarca/Yüzlerce Yılınızı Alabilir. ( Örneğin Şunun Gibi ; http://www.youtube.com/watch?v=Y2r-d0SVq4c )

20- Evrim Teorisini Neden Yaşamımızın Bir Parçası Yapmalıyız? Evrim Hangi Siyasi İdeolojilerle Uyuşur/Çatışır?

Evrim Öz İtibari İle İnsanın Doğanın Bir Parçası Olduğunu Anlatır. İnsanı Doğanın İçinde, Doğayla Uyumlu Yaşaması Gerektiğini Çıkarır.

Fakat İnsanlık Tarihi Başından Beri Yarattığı Toplumsal Yaşam Kuralları İle Kendini Doğadan ve Canlılardan Üstün Bir Varlık Olarak Görmüş, Kendisini Doğadan Soyutlamıştır.

Diğer Canlılardan Sadece "Beyin" Olarak Üstün Olan İnsan, Kendi Yarattığı Sistem/Rejimlerle Sadece İnsanlığı Değil, Doğayı ve Canlıları Yok Etmiş, Yaşamı Tüm Canlılara Dar Etmiştir. Bir Diğer Değişle Beyin Faktörünü Dez Avantajda Kullanan İnsan Kendini Üstün Gördüğü Hayvanlardan Çok Daha Aşağılıkça, Vahşi Davranagelmiştir.

Dinlerin Yanlış Kumande Edilmeleri, Feodalizm, Irklaşmalar, Meshepleşmeler, Ayrımlaşmalar, Para, Ekonomik Sistemler, Siyasi Politikalar, Erkek Egemen Sistem, Bitmek Bilmez Doyumsuzluk, Bencillik Dünyayı Neredeyse Yaşanamaz Hale Getirniştir.

İçinde Bulunduğumuz Kapitalist Sistemde Zengin Sınıfı Hergeçen Gün Daha Zenginleşmekte, Milyarlarca Emekçi Sınıfı İse Gün Geçtikçe Dahada Fakirleşmekte Sınıflar Arası Yaşam Farkları Sürekli Büyükmekte, Gelir Adaletsizliği, Eşitsizlik Günümüzde Uçurum Boyutuna Varmaktadır.

Yanlış Toplumsal Kurallar ve Ekonomik Sistemler Doğayı ve Canlıları Yok Ettiği Gibi İnsanlarda da Kaoslar Yaratmakta. Sermaye Sınıfı Tarafından Yapılan Savaşlar, Nükleer Silah Denemeleri, Ayrımcılık Politikaları, Toplu Katliamlar, Siyasi Cinayetler Bi Yana; Fakir Sınıftan İnsanlar Ekonomik Sıkıntılar Başta ve Çoğunlukta Olmak Üzere, Etnik, Dini, Cinsel Ayrımcılıklar Yüzünden Bunalımlara Girmekte Bireysel ve Çoğul Cinayetler/Katliamlar İşlemekte Yada İntihar Ederek Hayatlarına Son Vermekte veya İsyan Ederek Sermaye Sınıfına ve Onun Bir Organı Olan Devlete ve Devleti Oluştan Bütünlüklere Baş Kaldırmakta, İsyan Etmektedir. Sermayenin Silahlı Güçlerince Karşı Konulması Neticesinde Ciddi Çatışmalar, Yıkımlar, Ölümler, Yaralanmalar, Tutuklanmalar, İşkenceler, Baskılar Meydana Gelmektedir. Bu İşlemler Her Dakika Dünyanın Hemen, Hemen Her Bölgesinde Meydana Gelmektedir.

Doğanın Dengesini Durmadan Bozduğumuz İçin Yakın Gelecekte Büyük Bir Felaketle Yüzyüzeyiz. Dünyamız Gittikçe Yaşanmaz Hale Geliyor. Bugün Bunu Durduramazsak Yarın Büyük Bir Felakette, Olan Yine Milyarlarca Emekçi/Fakir Sınıfına Olacaktır.

Sermaye Sınıfının Uzaya Gidebilecek Yada Dünyanın Güvenli Bölgelerinde Yüzlerce Yıl Yaşayabilecekleri Yer Altında/Deniz Altında Saraylar, Korunaklı Bölgeler/Şehirler İnşaa Edecek Güçleri, Paraları Vardır.

Ancak Fakir Halkın Ölmekten/Yok Olmaktan Başka Çaresi Olmayacaktır. Doğayla Son Derece Uyumlu, Doğanın İçinde Var Olan Hayvanlar İse İnsanlardan Çok Daha Az Zarar Göreceklerdir Olası Bir Felakette.

Modern Yaşama Alışmış, Teknoloji İle Yaşamış Yeni Jenerasyonlar Yine Olası Bir Felakette Vahşi Doğada Yaşamayı Beceremeyecek Böylelikle İnsan Denen Canlı Tamamen Doğadan, Yaşamdan Silinip Gidecektir. Böylelikle Doğada Tutunmayı Bilen Türler Evrimleşerek Yaşamlarına Devam Ederken, İnsan Doğa Karşısında ki Bu Savaşta Yenilecektir.

Bütün Bunları Durdurmak İçin Hala Geç Kalmış Değiliz.

Sınıfsız, Eşit, Özgür, Kollektif, Komün, Paylaşımcı, Parasız, Silahsız, Savaşsız, Askersiz Bir Yaşam Bizim ve Doğanın İlacıdır. Vahşi Kapitalist Sistemden Derhal Vaçgeçmek Gerekir. İnsan Egolarından, Bencilliklerinden, Hırslarından Arınarak Doğaya Dönmek Zorundadır.

Betonlaşmadan, Makinalaşmadan, Gıdaların, Hayvanların Genetiklerini Değiştirmekten Vazgeçip Ekolojik Yaşamın Bir Parçası Olmak Zorundadır İnsan.

Bu Kavramlara Uygun Siyasi İdeolojileri Kurmak Zorundayız.

Her Geçen Gün, Her Kaybedilen Zaman Hepimiz İçin Çok Hızlı Bir Şekilde Sonun Başlangıcına Gitmektedir.


Zafer Kılıç


Evrim Teorisi İle İlgili Bilgi Alabileceğiniz Bir Kaç Web Sitesi.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Evrim

http://www.evrimteorisi.org/

http://www.genbilim.com/content/view/535/32/

Ayrıca Evrim Teorisinin Tv'lerde Tartışıldığı Güncel 2 Program Önerebilirim.

1-Show Tv. Siyaset Meydanı

http://www.youtube.com/watch?v=TShTS3t9LIU

2-HaberTürk. Sansürsüz.

http://www.youtube.com/watch?v=Tyxt9I9f5cU&feature=related

Bu Programların Tüm Bölümlerini Youtube'da Bulmanız Mümkün...

Ayrıca Konuyla İlgili Son Gelişmeler İçin Şu
http://www.facebook.com/profile.php?id=708018844&ref=ts#/album.php?aid=3630&id=100000239362562 Albümüme Bakabilirsiniz.


Bir Kaç Link;

Dinazorların Evrimi

http://www.facebook.com/video/video.php?v=155251180488#/video/video.php?v=155189080488

Köpeklerin Evrimi

http://www.facebook.com/video/video.php?v=155251180488#/video/video.php?v=155161590488


Ve Ülkemizde Ki Üniversitelerde Değişik Bilim İnsanlarınca Verilen Evrim Panelleri İle İlgili Videolar ;

İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü öğretim görevlisi Prof. Dr. Mehmet Sakınç'ın "Darwin ve fosilleri: Evrimin Kanıtları" başlıklı sunumu.

http://vimeo.com/7199742

İstanbul Teknik Üniversitesi ve Akdeniz Üniversitesi'nde öğetim üyeliği yapan TÜBA üyesi Ayşe Erzan'ın "Bir fizikçi gözü ile evrim" başlıklı sunumu.

http://vimeo.com/7189191

ODTÜ Öğretim Üyesi Aykut Kence'nin yaptığı "Darwin Yılında Türkiye'de Biyoloji ve Evrim Eğitimi" başlıklı sunumu.

http://vimeo.com/6610434

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Oğuz Altungöz'ün "Moleküler Sitogenetik ve Evrim" başlıklı sunumu.

http://vimeo.com/6604325

Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Doç Dr. Ergi Deniz Özsoy'un "Darwin ve Wallace'tan 21. Yüzyıla" başlıklı konuşması. Ergi Deniz Özsoy sempozyuma katılamadığı için sunumu Mehmet Somel yapmıştır.

http://vimeo.com/6150779

23-24 Mayis 2009 tarihlerinde Bogaziçi Üniversitesi'nde Üniversite Konseyleri Dernegi'nin düzenledigi 'II. Evrim, Bilim ve Egitim' sempozyumunda State University of New York'ta ögretim üyesi olan Douglas J. Futuyma'nin yaptigi konusması.

http://vimeo.com/5973286
 
   
Bugün 27 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol